17 Nisan 2013 Çarşamba

Rachel Gibson - Chinooks Hokey Team 5 - Aşk Yeniden (Yorum)


Temel Bilgiler
-----------------------
Orjinal Adı :Nothing But Trouble
Seri Bilgisi:Chinooks Hockey Team 
Seri Sırası : 5
Goodreads Puanı : 3.99
Yazar Adı : Rachel Gibson
Yayın Evi : Nemesis Yayınları

Nada más que problemas (Chinooks Hockey Team, #5)

Yorumum:
----------------------
Bu kitaptaki karakterleri çok sevdim.Chelsea ve Mark bence tam birbirlerine göreydi.Tyson-Faith, Bo ve Jules'i de görmek güzeldi...

Mark bir kaç ay önce bir kaza geçirmiş ve çok sevdiği Hokeye veda etmek zorunda kalmıştır.Artık aksi,kaba,sinirli ve öfkeli bir yapıya sahiptir.Bütün bu iyi! huylarını Chinooks takımı tarafından görevlendirilen hemşirelere (bebek bakıcıları) göstermekten hiç çekinmez.Henüz ona bir gün dayanabilen hemşire çıkmamıştır.Taa ki var Chelsea kapısında belirene kadar.Ama o ne bir hemşire nede hasta bakıcıdır.O bir asistandır.


Chels bir oyuncudur.Ahh öyle çok ünlü değil.Şimdilik küçük rollerde oynamış.Hani bilirsiniz, şu korku filmlerinde ilk ölen kız vardır ya.İşte o tarz roller :)Ama azimlidir.Şu "büyük" göğüslerden kurtulursa iyi teklifler alacağını düşünmektedir.Bu yüzden Chinooks'un ona önerdiği ikramiyeyi almak için üç ay boyunca "terbiyesiz, kaba, burnu büyük" koca adama katlanmak zorundadır.Böylece estetik ameliyatı için parası olacaktır.



Mark ile Chels'in ilk karşılaşmaları gerçekten de etkileyiciydi.Mark iki renkli saçlı, yazın ortasında giydiği "turuncu" deri ceketli ve tam bir renk cümbüşü içinde ki elbisesiyle Chels'i nasıl yanımlayacağını bilemez.Aklından bile şüphelenir.Hatta bununla da kalmaz Chels'e ne düşündüğünü söyler.
Mark neşeli insanlardan nefret ediyordu. Artık onu sinirlendirip  evden gitmesini sağlamanın zamanı gelmişti. "Sesin hiç 
Ruslara benzemiyor."

"Rus değilim ki."
Bakışlarını turuncu deri ceketine doğru indirirken şişeyi de
aşağı doğru indiriyordu. "Peki o zaman neden daha gemiden yeni 

inmiş gibi giyindin?"

Elbisesine baktı ve "Bu Pucci," dedi.
"Sana biraz daha bakarsam kör olacağım."
Genç kadın bakışlarını ona çevirdi ve mavi gözleri kısıldı. Mark, kadın kahkaha mı atacak yoksa bağıracak mı tahmin edemiyordu.
"Bu hiç hoş değil."
"Ben pek hoş değilimdir."
"Ayrıca nezâket anlamında da hiç hoş değil."
"İşte bu beni bütün gece ayakta tutacak."
Anlayacağınız bu ilişki çekişmelerle başladı, biri sinirlendiriyor, biri de bunun altında kalmıyor.Yani seyirlik bir durumdu.
Mark kaza sebebiyle yürümekte, hareket etmekte zorlanmaktadır.Öyleki araba kullanamıyor, ayakkabısını bile bağlarken çok zorlanıyordu.Birine ihtiyaç duymaktan nefret ediyordu.Bu da onu dolayısıyla aksi ve kaba birisi haline getiriyordu.


Chels önceki işlerinde hep çok çalışan, sürekli düşünen ve fikirler üretmek durumunda kalan kişiydi.Ama Mark'la işler hiç de böyle gitmiyordu.Yapacak pek fazla iş yoktu ve fazla zamanı vardı.Tek yapması gereken Mark'ı doktora götürmek, hayran mektuplarına cevap yazmak (binlercesine), randevularını ayarlamak ve götürmek.Birde her zamanki "patronla ilişki yok" ilkesine bağlı kalmalıydı.
Özellikle de o öpücükten sonra...


Nothing But Trouble (Chinooks Hockey Team, #5)

Yazarın tarzını ve kalemini seviyorum ben.Aslında çok ahım şahım bir seri değil, ama her okuduğumda yüzümde bir gülümseme bırakıyor.Zira bu kitapta da farklı olmadı.
Chels karakterini sevdim. Espiri anlayışını ve inatla Mark ile atışmasını yer yer onu kızdırmasını da..Mark ise ayrı bir alemdi.Hani nasıl desem sanki her daim etrafında kırmızılar olduğunu düşünen bir boğa gibiydi.Cidden.Ama zamanla duruldu tabi :)

Kitapta Chels ve Mark dışında Jules ve Bo (mini pit) karakterlerinede yer verilmişti.Sonunda onlarında çift olduğunu görüp rahatladım doğrusu.

Birde Sam var tabi..Son kitap onun hikayesini anlatıyormuş.Kendisine çok da kızacakmışız gibi duyumlar aldım.Bakalım onu kim akıllandıracak.Umarım Vlad da hikayede yer alırda mutluluğum katlanır.

Son olarak:
Mark'ın düşünceleri...

Hayır, onu sevdiğini söyleyemezdi ama gittiği zaman onu özlüyordu. Sesini ve ayakkabılarının yürürken çıkardığı sesi özlüyordu.Onunla olmayı seviyordu. Onunla konuşmayı ve onu güldürmeyi seviyordu. Bocalamalarını ve espri anlayışını seviyordu. Çevresindeki her şeyi kontrol altına aldığı zaman düşüncesizce hareket edişini seviyordu. Azimle kendi fikirleri doğrultusunda ilerlediği zamanlarda gözündeki bakışı seviyordu. Özellikle de onunla birlikte olduğu anlarda, kendi istekleri doğrultusunda gittiğinde gözünde beliren o bakışı seviyordu.Hayır, aslında bunu sevmiyordu. Buna bayılıyordu.

bu kadar şeyi sevipte kızı sevmediğini düşünmesi çok ilginç...

Puanım :
5/4
Bu kitap okunur.Ben sevdim.
Kesinlikle geçer not aldı.

Bitiş:17.04.2013
Serinin Diğer Kitapları:



5)Aşk Yeniden
6)Aşk Ateşi




0 Yorum:

Yorum Gönder

Yorum için teşekkür ederim.En kısa zamanda döneceğim.