Yorumum:
Sophie Kinsella'yı ilk "Sır Tutabilir Misin?" kitabıyla tanıdım.Aslında en meşhur kitabı / serisi Alışverişkolik bir karakterin maceraları olsa gerek.Ama ben denemek amaçlı ve meraktan olsa gerek ilk Sır tutabilir misin?'i okudum ve pişman değilim.
Artık başlayalım mı yoruma.Konusuna bakarsanız eğer Poppy'nin gününün pekde mutlu ve güzel geçtiği söylenemez.
*Arkadaşlarıyla gittiği partide yangın alarmı çalmıştır.
* Akabinde o koşuşturma arasında aile yadigarı kıymetli nişan yüzüğünü kaybetmiştir.
*Buda yetmezmiş gibi telefonu çalınmıştır.(oldukça trajikomik bir durumdu)
Zavallı Poppy(ve ben) de bu DAHİ ailenin içinde azıcık eziliyor.Kelime oyununda yeniliyor onlar daha okunuşunu bile bilmediği kelimeler yazarken o BİT yazmakla yetiniyor, Proust'un nasıl okunduğunu bile bilmiyor!Düşünebiliyor musunuz.Hele o felsefik konuşmalar.."Aman Allah'ım nasıl yırtsam ki burdan" , yada "Üf! Püf! Tüf!"dedirtecek cinsten.
Benjamin... gazeteler... çöp kutusu...
Benjamin... gazeteler... çöp kutusu...
Benjamin... gazeteler... çöp kutusu...
Derken Çöp Kutusunda gözü bir şeye takılıyor.Bir Cep telefonu!
Sorumlu bir vatandaş gibi görevlilere teslim etmesini ya da görmezden gelmesini beklemiyorsunuz değil mi?Dikkatinizi verin lütfen!Çöp kutusundaydı.Artık bir sahibi yok.İstenmeyen bir araç.Kim bulursa onundur.Değil mi?Bu kadar vicdan muhasebesi yeter.İçimizi rahatlattık.Çok konuştuk.Sam demiştik hatırladınız mı?Telefonu açmasıyla
Beyoncé - Single Ladies başlıyor cırlamaya.Yani telefon çalıyor.
Arayan Sam değil, 2. arayan Sam!Sam Beyaz Küre Danışmalıkta çalışıyor.Bir işadamı anlayacağınız.Ve iş yapacağı sevimli Japon bir yanlış anlama yüzünden elinden kaçmakta.O sırada telefonun diğer hattındaki kişinin asistanı Violet olup olmadığı umrunda değil.Bay Yamasaki'yi 5 dakika oyalasa yeter.Poppy mırın kırın etsede: Yılın en büyük anlaşması düşer. Yirmi kişilik bir grup işinden olur.” Adam taramalı tüfek gibi, amansız. “Kıdemli
yöneticiler, sekreterler, tüm tayfa. Sırf ben yeterince hızlı inemiyorum ve bana tek yardım edebilecek insan etmiyor diye.”sözünü duyunca olaya el atıyor.Çok da iyi iş beceriyor.Japonlara dair Suşi'den başka bişey bilmeyen biri olarak :)
Neyse efenim.Sam ve Poppy böylece tanışır.Sam şirket telefonunu Poppy'den geri ister mantıken.Sonuçta tüm e-mailler, işle ilgili yazışmalar, numaralar o telefondadır.Ama ya yüzük ve çalışanlara dağıttığı numaralar.Hayatta vermez veremez telefonu.Bir kaç gün onda kalsa telefon ne olur ki?Hem gelir gelmez bütün mailleri Sam'e iletecektir Poppy.
Poppy'nin başından bela eksilmez.Sam birkaç günlüğüne kabul etse de tek sorun o değildir ki.Düğününe sayılı günler kala kayınvalidesi ve pederbeyciği gelmiştir.Tam da yüzüğü kaybettiği gün.Bir de düğün organizatörü L. var.Patron kim belli değil.Ve daha nice sorunlar, Komik ve rezillikleri.
Poppy canım ya..Kızda kendimi gördüm.Çok sevilesi bir tipti.Düşünce şekline hayranım.Özellikle Sam ile mesajlaşmalarına, ve birbirlerine gönderdikleri maillere...Bi harikaydı.Çok sevimli.(C.Grey tarzı mailler beklemeyin)
Sam ise çok farklı bir kulvarda.Onunda tavırları bi değişik.Mesela bir başından savma mesajı var.Çok nadir gelen maillere cevap yazıyor.
*İyi fikir.Sam.
*Tamam.Sam.
*Yarın.Sam.
Böyle cevap mı olur?Ne kadar soğuk ve duygusuzca.Neyseki telefon Poppy'de.O bu işin çaresine bakar.Hoş istediği tepkiyle gördüğü biraz farklıdır ama...
Puanım:
4/5
Bu kitap okunur.Ben sevdim.
Kesinlikle geçer not aldı.
Bitiş:17.06.2013
Temel Bilgiler
Orjinal Adı :I've Got Your Number
Seri Bilgisi: -
Seri Sırası : -
Goodreads Puanı :3.91
Yazar Adı :Sophie Kinsella
Yayın Evi : Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı:452
0 Yorum:
Yorum Gönder
Yorum için teşekkür ederim.En kısa zamanda döneceğim.