Bazen bana bir haller oluyor.Kitap okumak istemiyorum.Bazende okumak istediğim halde ciddi ve ilgi isteyen konulara gelemiyorum.Böyle daha hafif, biraz mizahi, tadımlık kitaplar ilaç gibi geliyor insana.Anlayacağınız yine bu hallere düştüm ve harlequin bir kitap okuyayım derken sürpriz bir kitap geldi elime."Şanslı Köpek Çöpçatanlık Servisi" gerçekten de aklımda olmayan bir kitaptı.Ama gerek arka kapak tanıtım yazısı gerekse ön kapak görseli bende kitabın tadımlık olacağı hissini verdiği için başladım.Ve tabiki de YANILDIM!
Ön planda hayvan olan kitaplar son zamanlarda oldukça revaçta olan bir kategori diyebilirim.Ama ben ASLA bu tür kitap okuyacağımı düşünmezdim.İlgimi cezp etmiyorlar da...Neden?



Bu yüzden sıkça dile getirilen, resimlenen bu BAĞI bir türlü anlayamamışımdır.Yani kimseye lafım yok yanlış anlaşılmasın ama bir kediye sarılıp "Hanimiş benim kızım!" denmesini tuhaf bulurdum."Yani"derdim "mantıklı mı bu?" Ama artık bu konuda tek kelime etmemeye çalışacağım.Çünkü bu kitap bana bunu öğretti.
Ben hikayeyi samimi ve sıcak buldum.Hani nasıl desem belki bu durumum olmasaydı beğenmeyebilirdim.Çünkü gerçekten de çok özel bir kitap değildi.Ama yazarın hem aile ilişkilerini hemde insanların ve hayvanların arasındaki o bağı işleme şekli beni etkiledi.
İnsanların ve onun ruh ikizini (köpek) bulmayı kendine amaç edinmiş bir kadın.Ve bol salyalı, havlamalı bir hikaye.Ben sevdim.Bir göz atmak da fayda var derim.Çeşitlilik iyidir :)
5/4




Geleceği parlak bir kitap.Sevdim ben bunu...
Pandalarına bittim, çok hoşlar:)
YanıtlaSilteşekkür ederim bende çok sevdim :)
YanıtlaSil