18 Mart 2014 Salı

Katie McGarry - Pushing the Limits 1 - Sınırları Zorlamak { Yorum }

Çok tereddütlerle başladım kitabı okumaya.Yine iyi kız kötü çocuk tiplemelerine maruz kalmaktan korktum açıkçası.Nedense bu tarz kitapları okuduğumda kitaba adapte olamıyorum.Pek çekici gelmiyorlar..Echo'nun bir anda tabiri caizse popüler kızdan okulun eziği seviyesine inmesini ve buna sebep olan olayı hatırlamaması kitaba ilgi duymama sebep oldu.Bende bir şans vermek istedim.

Eğer bir kitapta hikayeyi kadın karakter anlatıyorsa öyle devam etmesini isterim.Erkek anlatıyorsa erkek anlatıcının devam etmesini.Arada farklı bakış açılarına hayır demem ama pinpon topu gibi bir oraya bir buraya gitmek de biraz sinir bozucuydu.Echo ve Noah sırasıyla anlatımı devralıyor.Hoş belki bu tür kurgularda bu olmazsa olmazdır zira eğer bir anlatıcı olsa diğer karakterin başından geçenleri anlamak da zorlanabilirdik.Zira sırlar ve olaylar çift taraflı.

"Daha iyi hissedilmiyor,"dedim."Acı.Yaraların kabuk bağlayacak ve her zaman bir bıçak saplanıyormuş gibi hissettirmeyecek.Fakat en az beklediğin zamanda acı geri gelerek sana, hiçbir zaman aynı olmayacağını hatırlatacak."
Echo ve Noah karakterlerini sevdim.Abartı yoktu kitapta.Öfkeden sarhoş olmalar, yakıp yıkmalar...Sadece acı ve bununla başa çıkma çabaları.
Echo'nun hayatında her şey normalken bir anda hayatı alt üst olur.Ve o malum olayı hatırlamamaktadır.Tek bildiği annesini görmesi yasaktır ve kollarında çirkin yaralar vardır.Buda onun köşeye çekilmesine, kollarını gizleyerek aslında kendini dünyaya kapatmasına neden olmuştur.Neyseki Lila vardır.En yakın arkadaşı.Lila karakterini çok sevdim.Gerçek bir arkadaştı.O salak Grace'in aksine!
Noah ise çok ayrı bir alem.Karakterini sevdim.O ilk aptallığını üstünden attıktan sonra Echo'ya olan tavrı, bilmiyorum ama içimi ısıttı."Hadi normal olalım!" Ona hep ihtiyacı olan şeyi verdi.Güzeldi.Tabi Noah'ın da bazı sorunları yok değildi.Anne-babasını kaybetmiş ve şimdi de kardeşlerini kaybetmemek için savaş vermekte.Onların kendisiyle aynı kaderi yaşamasına izin veremez!

En kötü ağlama herkesin görebildiği türden olan değildir; sokak köşelerinde inleyerek, üstünüzü başınızı paralayarak.Hayır, en kötü ağlama ruhunuzun ağlaması ve ne yaparsanız yapın onu rahatlatmak için bir çıkış yolu bulamamanızdır.Bir parçamız solar ve ruhunuzun kalan kısmında bir yara olarak kalır.
Kitap son sahnelere doğru iyice hızlandı, temposu gittikçe yükseldi.Bir yandan Noah ve kardeşleri bir yandan Echo ve öğrendiği gerçekler.Bazı sahnelerde gerçekten de duygulandım.Aslında çok farklı şeyler düşünürken yazar beni şaşırttı.Bu açıdan da iyiydi.
Birde unutulmaması gerekenler var.Belkide kitabı yöneten asıl karakter.Okulun rehberlik öğretmeni Bayan Collins.Bu hatun bir harikaydı.Her iki karaktere de yol gösterdi, bazı şeyleri anlamalarına yardım etti.Araba kullanması ise evlere şenlikti.Birde Lila'nın yanı sıra Beth ve Isaiah vardı.Onlarda hikayeye renk katmışlardı.
Çünkü büyümek zor seçimler yapmak demektir.Ve doğru şeyi yapmak her zaman iyi  hissettireni yaptığın anlamına gelmez.
Son olarak söylemem gerekir ki ben sevdim kitabı.Belkide en başta bahsettiğim sebep yüzünden beklentimi düşük tutmam bunda artı bir etkende olabilir.Beth ve Isaiah'ın maceralarınıda okurum büyük ihtimalle.
Bu arada -hala- bilmeyenler varsa  kitabın çevirisi Tuğçe'nin Kitaplığı Blogunun sahibesi T.Nida Sevine aittir.Emeklerine sağlık çeviri harika olmuş!
5/4
Geleceği parlak bir seri.
Orjinal Adı : Pushing the Limits 
Seri Bilgisi:  Pushing the Limits 
Seri Sırsası: 1
Goodreads Puanı : 4.14
Yazar Adı : Katie McGarry
Yayın Evi : Aspendos Yayınları



2 yorum:

  1. Taa ne zaman İngilizce'sini okunacaklar listeme almıştım, hatta okumam gerekiyordu, çünkü review copy idi. Fakat okumadım, okumadım, okumadım ve şimdi Türkçe'si çıktı. Yine de okumuyorum şu anda. = ))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aaa neden ki? ben mesela bazen okumayı çok istediğim kitaplara bir türlü başlayamıyorum.istiyorum okumak ama içideki o şey izin vermiyor okumama..

      Sil

Yorum için teşekkür ederim.En kısa zamanda döneceğim.